Sepetiniz boş!
“Alah-u ekber. Allah-u ekber.”
… Yarı beline kadar karın içinde olduğu yere çakıldı. Göğsü soluk soluğa indi, kalktı. Soğuktan uyuşmuş vücudunu kıpırdatmadan etrafı gözleriyle taradı. Birkaç kulübenin küçük pencerelerinden sızan balkırsız, fersiz ışıktan başka yaşam belirtisi gözükmeyen bembeyaz yeryüzüne baktı.
İki dağın arasından ibaret yeryüzüne.
Sonra dağlara…
Alabildiğine rüzgâra.
Ve boşluğa baktı bir zaman.
Bir feryat bıraktı gücü yettiğince.
Sesi ezana karıştı.
Dağlar “Cahiiit” sesiyle inledi.
“Parça parça olasın!”