AKP, kendisini her zaman tek başına iktidara taşıyacak % 35’lik çekirdek bir seçmen kitlesi oluşturuyor. “Sadaka Siyaseti”ni başarıyla uygulayan AKP, bunun için devletin olanaklarını da sonuna kadar kullanıyor. Sadaka Siyaseti “Yardım bağımlısı” kitle yaratmaktadır. Toplumda nasıl alkol, sigara, uyuşturucu bağımlısı varsa artık yardım bağımlıları da vardır.
Yardım bağımlısının önceliği, Atatürk değildir, laiklik değildir, yolsuzluklar değildir, Cumhuriyetin değerleri değildir, ulus-devlet değildir, Kıbrıs değildir, terör örgütü PKK’nın saldırıları değildir, ulusal çıkarlar hiç değildir. Öncelik, ısınmaktır, karnını doyurmaktır, çocuklarının gereksiniminin karşılanmasıdır. Kısacası her türlü yardımdır.
Artık Türkiye’de siyaset eski kurallara ve dinamiklere göre işlemiyor. Eskiden A partisi iktidara gelir, başarısız olunca ya da ekonomi bozulunca yerine B partisi gelir, bu parti de başarısız olursa düzenlenecek seçimde bu kez C partisi gelirdi. Bu dönem kapandı. İktidar değişimini eski alışkanlıklara göre yapmayacak yardım bağımlısı seçmen kitlesi oluşturuldu.
“AKP Zihniyeti’nin Düşünce Sistematiği”ni okuyamayan partilerin başarılı olması mümkün gözükmüyor. Türk toplumu dönüştürülüyor, ulusal reflekslerinden arındırılıyor. Yaşantı biçimi ve beklentileri başta olmak üzere hemen her şeyi ile “Sadaka Siyaseti”nin ürünü olan “Sadaka Toplumu” ve buna bağlı olarak ta “Sadaka Seçmen Kitlesi” yaratılıyor. Biliyorum, 25 Haziran 1999’da Sayın Ecevit’e yazdığım raporlardaki öngörülerimde olduğu gibi yine çok kişiyi kızdıracağım, ama uyarıyorum: “Muhalefet partilerinin şimdiye kadar yaptıkları açılımların ve attıkları yeni adımların AKP karşısında başarı getirme şansı çok azdır. Çünkü “AKP Zihniyeti’nin Düşünce Sistematiği”ni henüz okuyamadılar.” Benden söylemesi.